Uyku sağlıklı kişilerde nitelik ve nicelik olarak farklılıklar gösteren, düzenli, tekrarlayan, kolaylıkla geri döndürülebilir dinamik bir süreçtir. Yaş, stres, egzersiz, hastalık, aydınlık-karanlık, cinsiyet gibi faktörler uykunun niteliğini ve kişinin uykuya ihtiyacını belirler.
Dolayısıyla ‘’ normal uyku’’ kişiden kişiye değişen bir kavram olarak karşımıza çıkar. Önemli olan kişinin uyandığında kendisini yenilenmiş, dinlenmiş ve zinde hissetmesi, ruhsal ve fiziksel olarak yeni bir güne ya da zaman dilimine hazır olmasıdır. Bu onun iyi bir uyku uyuduğunun en büyük göstergesidir.
Uyku bozuklukları değerlendirilirken öykü hem çocuğun kendisinden hem de ailesinden alınmalıdır. Uyku kalitesini, saat üzerinden değerlendirmek doğru ve yeterli değildir. Kişinin önceki dönemlerdeki normal uykusu ile bozukluğun yaşandığı dönemdeki uykuyu karşılaştırmak gerekir. Uyku düzeni, çocuğun yapısından da etkilenir. Bağımlı bağlanma özellikleri gösteren çocuklarda uyku saatlerinde ayrılık kaygısı ortaya çıkabilir.
Bu da çocuğun uykuya dalmada ve sürdürmede problem yaşamasına neden olur. Yaşanan ruhsal travmalar( ameliyat, kaza, ölüm, istismar vb) da uyku bozukluğuna ( travmatik olayın tekrar tekrar yaşantılandığı rüyalar, uykuya dalmada ve sürdürmede güçlük vb) neden olabilir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocukların da bebekliklerinden itibaren uyku bozuklukları yaşadıkları bilinmektedir. Uygun tedavi ile bu çocukların uykularında da düzelme sağlanır.
Uyku bozukluklarının sebeplerine dair ayırıcı tanı mutlaka yapılmalı, aileye ve çocuğa gerekli bilgilendirme yapılarak alınacak önlemler konusunda önerilerde bulunulmalıdır.